Fenikeliler, İsrailoğulları gibi Samî ırkındandırlar. Çok erken çağlarda Amurrulular ve Kenanlılar gibi Filistin'in kıyı bölgesini işgal ettiler. Sonra Fenike toplulukları Akdeniz kıyısı üzerinde Sur, Sayda ve biblos çevresinde toplandılar. Fenikeliler bu kıyılarda birçok liman kurdular. Böylece kendilerini güney-kuzey rüzgarlarından ve bir istila etkisinden koruyorlardı. Deniz yakınını seçmeleri, kabotaj yoluyla karadan daha kolay ilişkiler kurabilmelerinden ileri geliyordu.
M.Ö. 3 binden itibaren Mısır'la ticaret yaptılar. Siyasi birlikleri olmadığı için Mısır boyunduruğu altına girdiler. Egelilerle temas kurdular. Nitekim, deniz kavimlerinin istilası sırasında Mısır denetiminden kurtulunca Ege-Mykenai hakimiyetini canlandırmayı başardılar. Sür sitesinin öncülüğünde büyük bir refaha ulaştılar. Ticaret alanlarını giderek genişlettiler. Karada çöl kervanlarının durak yerlerini ellerini ellerinde tutarak doğu mallarını satın almak, öte yandan Akdeniz ve çevresindeki acenteleriyle de satmak suretiyle doğu-batı ticaretini ellerinde tuttular. Şehirlerde zanaat gelişti. Gemilerle yünlüler, seramik ve yün eşyalarını dünyanın bilinen her yerine sattılar. Bu arada alfabenin bulunması ve yayılması ilişkilerinde büyük kolaylık sağladı.
Bu sırada asur gelişmekte ve denize çıkış yolu aramaktaydı. Tabî Fenike'yle karşı karşıya gelecekti. Bu mücadelede Arvad'ı aldılar ve Fenike şehirlerini haraca bağladılar. 8. yüzyılda Kenan ülkesini istilaya çalıştılar. Babil savaşıyla Babil'in, Babil yıkılınca da Pers hakimiyetine girdiler. Liderlik Sayda'ya geçti. Ama ticaret işleri gerilemeye devam etti.
Fakirleşen, Helenistik çağ savaşlarının getirdiği bozuk düzenden (Arap akıncıların talanları, iç savaşlar, Ermeni hükümdarı Tigran'ın hakimiyeti) zarar gören bu tacirler Roma İmparatorluğu sınırları içinde kaldılar (64 yılında Suriye eyaleti) ve bundan böyle "Suriyeli" adı altında tanınarak faaliyetlerine devam ettiler.
Yorumlar
Yorum Gönder